…Bir diğer anlatıma göre de Bamasur Horasan’ın Meşed (Ateş Kenti) kentinde Bezircan köyünde asasını ateşin içine atar ateş söner ve yalnız asasının ucunda köz kalır. (Közün adı Kosigi’dir.) Bunun üzerine “Artık burada ocağımız tütmez gitme vakti geldi” der ve Kosigî’yi havaya atar. Palu’ya düşer. Tekrar havaya atar bu defa da Muxundu’ya düşer. Varır bakar ki ucu ateş olan asa düştüğü yerde yeşermiştir. Baba Mansur’un bu kerameti oğlu Seyit İbrahim‘den devam eder. Lakapları “Çik Fıryanlardır.” ‘Çik Fıryan’ Ateşi uçan veya ateş uçuran anlamındadır.
Okumaya devam et “Alevîlikte Efsaneler: Baba Mansur”
Category Alevilik Yazıları
Haftwana ve Kavaltas Erleri 4ler 7ler

Hakk’ın Meclisi’ne dört kimse sığmaz
Zahit, Salus, yalancı, gemmaz
Şeyhican
Meclis: Cem, toplantı / Salus: İki yüzlü, riyakâr / Gemmaz: Dedikoducu, gıybetkâr
Cem’e kimler giremez! Yalancılar, kötüler, gıybet sahipleri, ikilik çıkaranlar, bölenler, ayıranlar… Hakk’ın yollarını kapatanlar… Hem de ne uğruna, dilleri, kimlikleri tekleştirmek için, yok etmek, yok saymak için… Hakk’a ulaşmanın yolları türlüdür; ama menzil tektir. Cem, Lâmekân’ın Mekân bulmasıdır! Okumaya devam et “Haftwana ve Kavaltas Erleri 4ler 7ler”
Rea Haq Mitolojisi 2: Mithra ve Bava Duzgi

Dûzgi, Dersimde “Asparê Astorê Kimeti” olarak bilinmektedir; yani Koyu Kızıl bir atın binicisi. Kimet Kirmancça’da “Doru” anlamına gelmektedir. Tıpkı Xizir’a Spîla (Beyaz -Boz Atlı), Dûzgi’ya Sûrela (Kızıl Atlı) denmesi gibi.
Okumaya devam et “Rea Haq Mitolojisi 2: Mithra ve Bava Duzgi”
Rea Haq Mitolojisi 1: Heliye Duzginî

Bunların Bava Duzgı Kültü açısından önemi, Bava Duzgı’nın bir kartalla simgeleniyor olmasıdır. Yöre halkı bu kartala Heliye Çhal yada Heliyo Duzgıni demektedir. İnanışa göre Duzgı, Heliyo Çhal donunda gökyüzünde kanat çırpmaktadır.
Doğa Dini: Alevilik

Kadim Ortaklık, üç temel kutsallıkla kendini ifade ederken, sonraki evrelerin ve evrimlerin bir tekmil kutsallıklarının da temelini oluşturur son kutsallıklar. Beslenme, Barınma ve Üreyimdir (doğum). Bu üçlü kutsallığın temelinde ise Ana vardır. İlk kadim ortaklık, doğal olarak Kadın Anaya aittir. Bu bağlamda, kadimliği ölçüsünde Alevilik Kadın Ananın bize bir armağanıdır. Bütün kutsallıklarının temelinde dişil öğe vardır ve “Doğum” kavrayışı esastır.
Cemal Avdel Ocağı Tarihi 11.yy

Berxécan adına tanzim edilmiş bir başka ikinci şecerenin daha olduğunu ve bunu, bizatihi kendisinin de gördüğünü bize anlatmıştır. Doğan, bu şecerelerin kağıdında, gizli-yazılı şifrelerin olduğunu da ayrıca hatırlatmıştır. Cemal Avdel ocağının şeceresinde, Tac’ul Arifin Seyyid Ebu’l Vefa (925-1017) ile ilgili güçlü vurgular bulunmaktadır. Ki bu gerçeklik, Berxécan‟ın asıl şeceresinde de aynen bulunmakta ve onun yol/soy ağacı verilmiştir. Buna göre, Cemal Avdel ocağının da, Sultanul Tacul Arifin Seyyid Ebu’l Vefai Kürdi süreğinin bir bağlısı olduğu böylece kanıtlanmıştır.
Semah Resimleri ve Sözler
Baba Mansûr, Horoz Kültü ve Marê Sur
… Baba Mansûr, evin yapımı sürerken damın üstünün kapanması, dam direkleri (Kêran) almak için Bağîn’e gitmeye karar verir. Mûxûndu halkına : ” Îşev kes der mekevin û der “ (Bu gece hiç kimse dışarı çıkmasın) uyarısında bulunur. Gece yarısı iki direği iki horozun arkasına koşum yaparak getirir.
Okumaya devam et “Baba Mansûr, Horoz Kültü ve Marê Sur”
Şeyh Çoban Ocağı

Aşiret: Kavli (Kavilü)
Coğrafya: Dersim, Çorum, Yozgat, Sivas, Elazığ
Dil: Kürtçe‘nin Kurmanc Lehçesi
Pir Ocağı: Şeyh Çoban Ocağı
Mürşid Ocağı: Serçelan Ağuçan Ocağı
Şeyh Çoban’ın türbesi Dersim – Mazgirt‘te bulunmaktadır. Bir koluda Çorum – Alaca – Nesimikeşlik (Büyükkeşlik) köyündedir (Kavli Aşireti).
Okumaya devam et “Şeyh Çoban Ocağı”
Hak Yolu ve Alevi Ocak Örgütlenmesi
Değişik nüfus ve etki alanına sahip bu ailelerden en ünlüleri şunlardır: Ağuçan, Baba Mansur, Kureşan, Derviş Cemal, Sînemillî, Şeyh Delil Berxecan, İmam Rıza, Şeyh Hasan, Üryan Xızır, Cemal Abdal, Şeyh Ahmed, Seyit Savun (Zâbun) vs. (Erdal Gezik)
DEVAMINI OKU
Sekahüm Sırrı ve İnsanın Halk Oluşu 1
Sinemilli Ocağı ve Sinemilli Aşireti

İcazetnamede verilen bilgiye göre, Seyit İbrahim’in dört kuşak öncesinden atası olan Hayran Abdal, Seyit Muhammed adlı bir şahıstan el alarak (Erenler Atası) Ebu’l Vefa Tacü’l Arifin’in tarikatına, yani Vefaîlik’e intisap etmiştir. İcazetnamede, adı geçen Seyit Muhammed’in Ebu’l-Vefa’ya kadar olan tarikat silsilesi de verilmiştir. Anadolu’daki serüveni hakkında hâli hazırda son derece sınırlı bilgiye sahip olduğumuz Vefaîlik tarikatının Alevi ocaklarının tarihi açısından önemi henüz yeni yeni anlaşılmaya başlamıştır.
DEVAMINI OKU
Kavi Balyan Xisor Aşiretleri ve Ocakları
Şanlıurfa yöresindeki İzol ve Adıyaman yöresindeki Kavî ile Xisor aşiretleri 1577 yılında Adıyaman ve Elbistan’da ortaya çıkan Şah İsmail ayaklanmasına katılan topluluklardandır.
Devamını Oku (Tıkla): Kavi Balyan Xisor Aşiretleri ve Ocakları
İmam Rıza Ocağı ve Canbek Aşireti

Kurmanc lehçesiyle konuşan Canbek Aşireti’nin bağlı olduğu İmam Rıza ocağının gerçek adı Rızaoğlu ocağıdır, daha sonradan önüne imam sıfatı eklenerek ocak imam rıza ocağı olarak anılmaktadır. Şecerelerinde Ocak Erenler Atası (Kake) Ebul Vefa Kürdîli (925 -1017) ve 4. İmam Zeynel Abidinlidir.
DEVAMINI OKU
Şadilli Aşireti ve Cemal Abdal Ocağı

Bünyesinde Alevî (Erzincan, Sivas, Dersim); Şafii (Urfa, Ağrı); Hanefi (Elazığ-Karakoçan); Caferî (İran-Horasan); Ezidî(Ermenistan) inançlarına bağlı üyeler bulunduran Kürt aşiretidir. Cemal Abdal Ocağı Şadıllı Aşiretinin bir bölümünün bağlı olduğu Alevî ocağıdır. Mürşidi Serçelan Ağuçan’dır. Cemal Abdal’ın, “Büyük ve Küçük Cemal Abdal” adlı iki türbesi Elazığ Karakoçan’ın Madran ve Delikan köyleri arasındadır. Ocağın talipleri Dersim, Erzincan ve Gümüşhane’dedir.
DEVAMINI OKU
Fırka-i Naciye
FIRKA-İ NACİYE: ATEŞİ NUR, HAVASI SIR, SUYU AB-I HAYAT, TOPRAĞI YAR VE DOST
Münkir fırkasından kalmadı eser
Fırka-i Naci’den almışım haber
Kul Hüseyin— 16.yy
<<Fırka-i Naciye, Hakkın emri rızasında olanlardır ve 40 haftada bir, Hakkın divanında dar olur, pirleri tarafından sorgu sual edilirler. Sorulan sorgu, Hakkın emr-i rızasında ne kadar olunup olunmadığıyla ilgilidir. Hakkın emri ve rızasında olmayanlar “CEM” evine alınmazlar. Ancak, cem yerinde sorulan soru ve verilen ceza; ahret gününde sorgu da edilmez, cezada verilmez. Zira insanın kârı, kazancı, sermayesi dünyadır. Ahrette sorgu sual yapılacağı, sadece bir kandırma olup, milleti birbirine düşman edip kırdıran alacaların uydurduğu bir şeydir. Bunların sözleri yalandır.>> (*)
Varlığın Doğuşu (1) : Mu
Mu, Maya, Dogon, Sümer, Mısır, Alevîlik, Evrim ve Panspermia teorileri vede diğerleri…
Mitolojiden bilime, efsanelerden, batınî yorumlara kadar varoluş, canlılık hakkında çok çeşitli bilgiler ve bunların dayanak oluşturduğu görüşler var. Yaratılış tek gerçek mi, yoksa başka bir gerçek mi var? Batınî kaynaklardan gelen bilgiler var oluş ve popüler adı ile yaratılış hakkında farklı bilgiler sunuyor. Okumaya devam et “Varlığın Doğuşu (1) : Mu”
Sultan Sahak Ocağı ve Yârsânlar
Kul Seyyid
Giriş
Konuya geçmeden önce Alevilik ve Mürşid ocakları hakkında yanlış bilinen bir genellemeye dikkat çekmek gerekiyor. Büyük çoğunluğumuzda oluşan ” Hacı Bektaş Veli tüm erenlerin başı, Hacı Bektaş Ocağı (13.yy) tüm ocakların mürşidi’dir” gibi çok yanlış ve Alevîlik gerçekliği, Alevî tarihi ile hiç bağdaşmayan bir düşünce hakimdir. Oysaki Ağuçan, Sultan Sahak, Baba Mansur, Dede Garkın Ocakları Hacı Bektaş’dan çok önceleri var olan (ad alan) ocaklardır. Örneğin Ağuçan ve Şeyh Ahmed ve Şeyh Delil Berxêcan Ocakları 11. yy’dır. Sultan Sahak Ocağı 9. yy’dır.
Bu Aşkın Deryası

Bu Aşkın Deryası Bahr-u Ummandır
Tenden sual etme ten kuru tendir
Can onun içinde gevheri kandır
Bu ilmin deryası bahr-i umandır
Sırrı kal oldukça sırdan gelirem
Kul Nesimî
Alevîlik öğretisinin bir derya olduğu, altı boş bir kabul değildir. Bunun, takdir edersiniz ki, ispatlı bir altyapısı vardır. Bu açıdan bakıldığında Alevîlik öğretisini hiçbir dinin içinde göremeyiz, görmemeliyiz. Prof. Dr. İ. Melikoff’un da dediği gibi; “bu öğreti dinler üstüdür”.
Naci Naciye Sır Geldi (1)
Son zamanlarda bir AY FURYASI aldı gidiyor: “Ay Ali’dir Gün muhammed” nefesinden hareketle tabi. Hatta “AY TANRIDIR” diyenleri bile okudum. Hatta Aleviler ay ve güneşe dönerek dua ederler diyenlere bile tanık olduk. Ay tanrısı “SİN”den dolayı olsa gerektir ki Sabiî (Genel anlamda diyorum çünkü Harran Sabiîleri olarak gecen topluluğun aslında sabiî olmadığı fikri daha baskındır. Harranîler demek daha doğrudur) inancında AY KÜLTÜ’nün özel bir yeri var birçok inançta olduğu gibi. Ay, Hilal olduğunda adı SİN (yaSin), dolunay olduğunda ise NİNGAL’dır. Ningal olunca hamile bir kadındır. Sin, Ningal’in kocasıdır. Bir nevi kendini var eder.
Okumaya devam et “Naci Naciye Sır Geldi (1)”