
Aşiret: Şadilli – Şadiyan, Delikan, Balucan Aşiretleri
Pir-Dede Ocağı: Cemal Avdel Ocağı
Mürşid Ocağı: Serçelan Axûçan (Ağuçan) Ocağı
Dil: Kürtçe‘nin Kurmancî Lehçesi
Geçmeden önce Erdoğan Yalgın’ın aşağıdaki linkte kapsamlı Cemal Abdal ve Ocağı araştırmasını okuyabilirsiniz:
LİNK: https://kulseyyid.com/cemal-avdel-ocagi/
Şadi, bünyesinde Alevî (Erzincan, Sivas, Dersim); Şafii (Urfa, Ağrı); Hanefi (Elazığ-Karakoçan); Caferî (İran-Horasan); Ezidî (Ermenistan) inançlarına bağlı üyeler bulunduran Kürt aşiretidir.
Kökleri, Muhammed Bin Şeddadi (951 yılında kurulan Şeddadi devletinin kurucusu) ve Selahaddin-i Eyyubî El Kürdî‘nin dedesi Şadi Bin Mervan‘a dayanır. Bu isimlerin Divin’e (şeddadilerin kurulduğu bugünün ermenistan topraklarında yer alan, Selahaddin Eyyubî’nin aile köklerinin bulunduğu kent) Irak-İran sınırı bölgesindeki Kirmanşah‘tan geldiği biliniyor. Şeddadiler selçuklularla birlikte Bizans’a karşı savaşmıştır. Selçuklular “Ani” kentini bizans’tan alarak şeddadilere armağan etmiştir. Kentin asıl yerlisi olan Pakraduniler Ravadilerin (şeddadilerin ataları) kız alıp verdiği bir ermeni (bazı tarihçilere göre kökler yahudi olan) hanedanıdır. Kurulduktan 124 yıl sonra alp arslan tarafından yıkılan Şeddadiler, Ani’deki emirliklerine 1199 tarihine kadar devam etmişlerdir. Bu aşiretin ataları tarih boyunca Ermenilerle, Araplarla, Türkmenlerle ve diğer ırklarla karışmıştır. Arap gezgini “Mukaddesî” 982 yılında Duvin’de Hristiyanların çoğunlukta olduğunu; fakat kentin Şeddadi Kürtlerinin elinde olduğunu yazmıştır.
Aşiret adının Şad (Dicle) nehrinden geldiği iddiaları olsa da, Şadilerin mi nehre ad verdiği, nehrin mi Şadîlere ad verdiği net değildir. Çünkü 16. yyda Kiğı ve Çemişgezek’te adı geçen bir aşirettir.
Anadolu Alevî ocaklarının Horasan’dan (Irak Horasanı) geliş yollarının Sürmeli Çukur-Aras boyları olduğu kesinleşir. Bu, şu demektir ki Malazgirt’ten önce Şadıllılar Anadolu’ya gelmişlerdir(?).
W. İvanow, Horasan Etnolojisi Üzerine Notlar’ında: “Safevî döneminin sonuna doğru Şadili (Şadlu) Kürd’ü olan DOLÎ HAN, şimdilerde Horasan’ın önemli bir kenti olan “Bezneverd“i kurmuştur.” demektedir.
Şadilli’nin bir koluna da KIMSOR denmektedir (Kım ve Sor. Kım Kürtçede Başlık, Sor ise Kızıl demektir. Bu manada Kızıl-başlık takan veya Kızılbaş demektir ve Bingöl-Erzincan’da yaşamaktadırlar).
1780 yılında Dersim yöresinden hükümete sunulan bir dilekçede sürgünü istenen aşiretler arasında Şadilli’de vardır. 1787 yılında ise Çemişgezek’te yakalanarak öldürülen aşiret önderleri arasında Şat oğlu Ali vardır (Şat, Kürtçede topal anlamına da gelmektedir).
Cemal Abdal ve Ocağı:
“Cemal Avdel ile Şıx Delil-i Berxécan amca çocuğudur. Cemal Avdel, Berxécan‟ın bir oğludur. Cemal Avdel, Berxécan‟ın kardeşidir. Cemal Avdel ile Berxécan, Bağdat‟ta Erenler Atası (Kake) Tac’ul Arifin Ebu’l Vefa-i Kürdi’nin (925 – 1017 yılları) okulunda birlikte okuyup ve bölgeye beraber gelmişlerdir. Berxécan, Delikan köyü ziyaretinde Cemal Avdel‟ı, buradaki talipler topluluğuna bir halifesi olarak, kendi yerine rızalıkla göstermiştir. Pilvankan aşiretinin ru-sıpilerinde (yaşlılar) ve özellikle de Berxécan ocağının Pirlerin de, Delikan / Cemal Avdel kültü şöyle kurgulanmıştır: Yol ataları olan Berxécan‟ın, Pilvank köyüne gelmeden önce Sivas/Malatya‟da bir müdet eğlendiğini, Dersim‟de ilk geldiği köyün Delikan olduğu yönündedir. Buradan, Pilvank‟a geçtiğini defaatle, sürekli dile getirmektedirler.
Cemal Avdel ocağının şeceresinde, Tac’ul Arifin Seyyid Ebu’l Vefa (925 -1017) ile ilgili güçlü vurgular bulunmaktadır. Ki bu gerçeklik, Berxécan‟ın asıl şeceresinde de aynen bulunmakta ve onun yol/soy ağacı verilmiştir. Buna göre, Cemal Avdel ocağının da, Erenler Atası Sultanul Tacul Arifin Seyyid Ebu’l Vefai Kurdi süreğinin bir bağlısı olduğu böylece kanıtlanmıştır.” (1)
Ocak, Şadıllı Aşiretinin bir bölümünün bağlı olduğu Alevî ocağıdır. Mürşidi Serçelan Ağuçan’dır (1915ten sonra olsa gerek). Cemal Abdal’ın, “Büyük ve Küçük Cemal Abdal” adlı iki türbesi Elazığ Karakoçan’ın Madran ve Delikan köyleri arasındadır. Ocağın talipleri Dersim, Erzincan ve Gümüşhane’dedir. Gümüşhanedeki dedeler Şiran’ın Yedibölük köyündedir.
Şahdililerin Seyit Nur Cemalettin’e ikrar vermeleri kendilerinin mucizati iken, Bagin zindanlarindan kurtarmaları nedeniyledir. O tarihten bu yana Sahdililer Cemal Abdal’a talip olmuşlardır. Bu bilgiler tamamen Seyit Cemal (Cemal Abdalın) şeceresine dayalıdır. Söz konusu şecere Cemal Abdalın türbesinin ve ocak evinin bulunduğu Delikan köyündedir. Bu şecere, Selçuklu İmparatoru Alaaddin Keykubat tarafından da tuğrası ile mühürlenerek onaylanmıştır.
Şadili köylerinin bugün Anadolu’da olanları aşağı yukarı şunlardır:
Dersim-Mazgirt’te Muxundu, Canik, Kirzi, Dırban, Hivedan, Isnis köyleri,
Erzincan-Iliç’ta Kirzi köyü Tercan’da Kosan komu, Sivas-Kangal’da Yellice (Şeyh Şazeli ile karışmış olmalı> Ek: Kul Seyyid) köyü, Muş-Varto bölgesinde Şahdeli adıyla tanınan bir aşiretin Şadili kökeninden olduğu ve Alevî inancında bulunduğu bölge tarihinde anlatılmaktadır.
Elazığ, Dersim, Bingöl ve Diyarbakır bölgelerinde ise Kubathan, Okçiyan , Kimsoran, Cunan, Zimtek oymakları ve doğrudan doğruya Şadili adını taşıyan bir oymak vardır…
KUL SEYYİD
Not:
(1) – Erdoğan Yalgın, Cemal Avdel ve Ocağı Tarihi
Kaynak:
– Ali Yaman, Kızılbaş-Alevî Ocakları
– Aşiretler Raporu
– Hamza Aksüt, Aleviler
– Rafael Blaga, İran Halkları El Kitabı
– Ali Kemalî, Erzincan
– A. Hezarfen- C. Şener, Osmanlı Belgelerinde Dersim Tarihi
– Seyyid Cemal Abdal Menakıbı
– Dirban-Kızılkale
….
Bir Ertoşi’lere Bakın, Birde Şadilli’lere . Silahsız Ve Dağınık Yaşarsan Böyle Oluyor. Sesimi Duyan Varmı Diye Çırpınan İnsanlar Olmuşuz.
BeğenBeğen
Kimi aşiretler bin sene önce öyle kimi bugün can. Şadilliler eskiden şehir kurup belki devlet kuruyordu, ocak kuruyordu. niye bugün böyle çünkü dağıtılıp küçültülüp yok ediliyorlar. böl parçala yönet yok et… tc taktiğidir.silah çare değil, başka şeyler gerekiyor, yapılıyor vs ne dersen. her insan ve topluluğu yükselir, düşer çıkar toplanır yükselir, geri düşer bu böyledir. şadiller, sinemilliler, zırkiler, gawaniler, kuresan (Eyşanî) aklına hangisi gelirse geri çıkar geri yükselir, yeterki özüne kimliğine tarihine kültürüne sahip çıksın.. aşk ile.
BeğenBeğen
Bilgiler için minnetarim hepinizden ayrı ayrı şeyler öğrendim ve bu güne kadar dedelerimin söylediklerini destekler şeylerdi.Ben Muş malazgirttenim sunniyim dedelerim hep eskiden alevi olduğumuzu ve İran’dan önce van ağrı sonra ise Malazgirte geldiğimizi söylerdi.Muş Malazgirt de şadiler olarak biliniriz.azımsanmayacak sayımız olmasına rağmen malesef ki kopuk bir haldeyiz.Dedemden aşiret şeceremizi alan dayımdan şu okuduklarımın hepsini okudum Ve şuan hiç bilmediğim bu kadar çok şadi olduğunu görmek gurur verici. Ne kadar mümkün bilmiyorum fakat bir gün hepsiyle olmasa dahi bir çoğuyla oturup konuşmak büyüklerimin ellerinden öpüp onlardan eskiye dair hatıraları dinlemek isterim.
BeğenBeğen
Şadilerin Baba Mansur ocağiyla hiçbir alakası yok araştırmalara göre mürşit ocağı ağucan ocağıdır
BeğenLiked by 1 kişi
Nerede Bamasor Ocağı yazıyor? konu içinde bile başlıkta görselde yazıyoruz Axûçan olduğunu… ama alevilikte önemli olan pir ocağıdır. mürşid ocaklar seyyidlerin kendi aralarındaki oluşumu. talibi bağlayan pir ocağıdır. aşk ile.
BeğenBeğen