Yârsân Alevîleri: Lâ İlahe İllâ Hû
Lâ ilâhe İllâ Hû! – Gerçeğin demine Hû (O)
Hû: Xû, Xo, Xe, Xa (Xwû, Xwo, Xwe, Xwa) Kendi, O. De(y)-Da(y): Vermek, katmak.
Xûda (Xwûda), Xoda (Xwoda – Hoda), Xeda (Xweda-Xwedê), Xade (Xwadê) : Kendinden katan, kendinden veren. Hak, Tanrı.
Münkire şektir, ismi de Lâ’dır
Ta evvelden Elya deyenlerdeniz
-Sadık Abdal-
Sümer’in tanrı insan karıştı mit’inden tutun, tevratın “tanrı insanı kendi benzeyişinde yarattı” görüşlerine kadar… Kürtçedeki XWE-DA – XO-DA – Xûde-y (Hak-Tanrı) kelimesi tam yerine oturmaktadır ( Aynı biçimde etimolojik olarak Tabiat, Doğa kelimesi: Xa-za Xwe-za -kurmanci- ; Xo-za -kirmanckî= kendinden doğuran).
Viranî’nin “Lâ ilah illâ Ali’dir” nefesindeki sıfatlara, bilgi kitabındaki kâinat LÂ frekansında yaratılmıştır tespitine ve LÂ frekansının 72 sayısı ile sembolize edilişinden, insanın halk edilişinin 72 millet-fırka üzere olması ile açıklanmasına kadar aslında birçok kabul bağlantılıdır.
Münkire şektir, ismi de Lâ’dır
Ta evvelden Elya deyenlerdeniz
-Sadık Abdal-
Alevîlerin Xûdê-y Xûdê-y (hudey hudey) derken kastettikleri aslında budur. Lâ tabiri lâ ilâhe illâ Hû’da vücut bulurken boşa değildir. Batınî bir topluluk olan Yâresânlar bir Alevî Mürşit ocağı olan Sultan Sahak (San Sohak) talipleridir. Bu düşünceler münkire şek (şüphe) ile ifade edilir . Lâ ilâhe illâ Hû derken tamda ALEVÎCE konuşurlar. Deyişte teyzemizin lâ ilâhe illâ hû demesi ile, viraninin “Lâ ilah illâ Ali’dir” demesi, Sadık Abdal’ın da Ali için “ismi de “L”dır demesi arasında fark yoktur. HÛ zaten O’dur. O, HÛ’dur.
Lâ ilah illâ Ali’dir nûr-i zat-ı Zülcelal
Lâ ilah illâ Ali’dir Hayy-i baki layezal
Lâ ilah illâ Ali’dir şems-i şah-i vedduha
Lâ ilah illâ Ali’dir gökteki bedr-ü hilal
-Viranî- 16.yy
Gördüm bir can semah döner
Hû der Ali Ali diye
-Zeynel Baba-
Bin bir ismi vardır, bir ismin Hu’dur
Kâmillerin ezber dediği budur
-Sadık Abdal-
KUL SEYYİD
…
http://www.facebook.com/kulseyyid
http://www.kulseyyid.wordpress.com
http://www.twitter.com/kul_seyyid
…